ÖZET "Türkiye Türkçesiyle Yazılan Makalelerdeki Etimolojiler" adlı çalışmamızda, 1923'ten günümüze kadar yayınlanmış ve dağınık bir biçimde bulunan etimoloji makalelerini derleyip herkesin faydalanabileceği sözlük şeklinde bir kitap oluşturmaya çalıştık. Çalışmamızın giriş bölümünde etimoloji biliminin dünyadaki ve Türkiye'deki tarihçesi ...
DetailsTranslation of "kökünden söküp atmak" into English . eradicate is the translation of "kökünden söküp atmak" into English. Sample translated sentence: (Süleymanın Meselleri 21:19) Kişide kökleşmiş bir düşünüşün ve etkileşimin sonuçlarını kökünden söküp atmak zor olabilir. ↔ (Proverbs 21:19, The Bible in Basic English) It can be difficult to uproot strongly ...
Details@bilgisezgi Başlığı size cevap olarak açmadım Yeni bir tartışma olsun diye açtım. Biz insanlar ortak faydamız için toplum olarak bir arada yaşıyoruz. Karınca gibi diğer canlılarda da aynısı var. Ama bu yukarıda belirttiğim gerçeklerin(Sömürü ve yok etme) yanlış olduğu anlamına gelmiyor. @kereste, içinde söyledi: Sömürme ve yok etme …
Details"kökünü kazımak" kelimesinin İngilizce'e çevirisi . exterminate, extirpate, uproot, "kökünü kazımak" ifadesinin İngilizce içine en iyi çevirileridir. Çevrilmiş örnek cümle: Keşke o bir avuç devrimcinin kökünü kazıyacak gücüm olsaydı. ↔ I wish I had the powerto exterminate that bunch of revolutionaries.
DetailsBenzer bulmacalar. Bu bulmacayı daha önce çözmüş olan kullanıcılar, bu 25 bulmacalara ilgi duymuşlardır. Öldürme, Yok Etme Öldürme, Telef Etme, Yok Etme Yok Olma, Yok Edilme Yok Olma,yok Edilme Başka Yolu Yok Anlamında Kullanılan Deyim, Yok Bir Birini Öldürme Birbirini Öldürme, Savaş, Vuruşma Böcek Öldürme İlacı Veya Bu İlacı …
DetailsLearn the definition of 'köküyle sökmek, kökünden halletmek, kökünü kesmek, kökünden sökmek'. Check out the pronunciation, synonyms and grammar. Browse the use examples 'köküyle sökmek, kökünden halletmek, kökünü kesmek, kökünden sökmek' in the great Turkish corpus.
DetailsStudy with Quizlet and memorize flashcards containing terms like في etkilemek, فِي، لِ etkilemek, kuşatmak, kolye takmak, etrafını sarmak, çevirmek, ihata etmek, çembere almak, içermek, içine almak, kapsamak, avı vb.ni çembere almak, boynuna bir şey takmak, demir kuşak geçirmek, çevrelemek, zahmet çekmek, çok uğraşmak, yorulmak, endişeli olmak, tedirgin …
Details